HAYAL

Hayal, ince h ırkasını omzuna attı. Aynada kendine son bir kez baktı, sa çlar ını d üzeltti. Arkas ından gelen ses hafifti ama yorgundu: “Git bakalım... arkadaşların beklemesin.” Yatağında yarı oturur halde olan annesi, zorlukla g ülümsedi. Göz altlar ı mor, sesi kısık, ama y üzü Hayal’i görünce biraz canlan ıyordu. Hayal annesinin yanına gitti, elini tuttu. “Sen kendine çok iyi bak. İla çlar ını aldın, değil mi? Telefon burada, şarjda. Bir şey olursa hemen ara, tamam mı?” Annesi başını salladı. Hayal öptü aln ını, biraz zorlanarak g ülümsedi. “ İyileşeceksin anne. S öz veriyorum.” Kap ıyı kapatmadan önce bir kez daha döndü, içinden “ke şke gitmesem” dedi. Ama sonra dışarı ç ıktı. Hayal, kafeye geldiğinde arkadaşları çoktan masaya oturmu ştu. Ada el salladı, Arda kulaklıkla uğraşıyordu. Baran g özlü ğ ünü düzeltip Hayal’e bakt ı: “Hoş geldin.” Kısa bir sarılmadan sonra Hayal sandalyeye oturdu. Hava g üzeldi, ama içindeki gerginlik kolay kolay çözülmüyordu. Biraz sohbetten sonra B...