HUZUR
.jpg)
Duru, odasının köşesinde, soluk sarı bir masa lambasının altında oturuyordu. Pencereden içeri sızan rüzgar, perdeyi hafifçe kıpırdatıyordu. Elinde bir kitap… Parlaklığını kısmış, telefonunu sessize almıştı. Bu onun en huzurlu anıydı. Kitabın satırlarında gömülüydü gözleri. Sayfa kenarında kalemle bir şey çizmişti az önce. O an geldi. Gözleri şu cümlede takılı kaldı: "O gün büsbütün güzeldi. Hiç yaşamamış şeyler gibi güzeldi. Hayatın eşiğinde, düşüncenin eşiğinde son bir defa gördüğümüz şeyler gibi güzeldi..." Bir anda nefesi yavaşladı. Sanki içindeki bir boşluk bu cümleyle dolmuştu. Gözleri parladı ama dudakları kımıldamadı. “Ne garip…” diye fısıldadı kendi kendine. Tam o sırada, telefon titredi. Bir mesaj. Instagram’dan. Tanımadığı bir hesap. Profil fotoğrafı net değildi. Poyraz. Mesajda sadece şu yazıyordu: "O gün büsbütün güzeldi… Eğer olsaydı, tabi." Duru’nun elinden kitap düşecek gibi oldu. Birkaç saniye bakakaldı. Şaka mıydı bu? Dinleniyor muydu?...